Bilal Kısa: "Transferimi televizyondan öğrendim, habersiz bir şekilde Galatasaray’dan ayrılmak zorunda kaldım"

Fenerbahçe altyapısından yetişen ve bir dönem Galatasaray'da forma giyen 37 yaşındaki milli futbolcu Bilal Kısa, açıklamalarda bulundu.

Bilal Kısa: "Transferimi televizyondan öğrendim, habersiz bir şekilde Galatasaray’dan ayrılmak zorunda kaldım"

Fenerbahçe altyapısından yetişen, Galatasaray'da ve Akhisarspor'da ikişer kez Türkiye Kupası ve TFF Süper Kupa zaferleri yaşayan 'Yerli Pirlo' lakabıyla anılan eski milli futbolcu Bilal Kısa, Spor Arena'dan Muhammet Duman'a özel açıklamalarda bulundu.

Galatasaray’da 36 maçta 8 gol 5 asistlik performansınla dikkat çekip Türkiye Kupası ve Türkiye Süper Kupası kazandın. Hamza Hamzaoğlu, Mustafa Denizli, Jan Olde Riekerink gibi önemli isimlerle çalışma fırsatı bulduğun Galatasaray’daki dönemini değerlendirir misin?

Galatasaray’a 32 yaşında transfer oldum. Hamza hocam Galatasaray’da şampiyon olup 4.yıldızı taktıktan sonra Akhisar’dan eski öğrencisi olduğum için beni transfer etmek istemişti. Akhisar’da o dönem sözleşmem bitmişti ve büyük bir camiaya gitmekten onur duymuştum. Gittiğimde, “O yaşta futbolcu alınır mı?” tarzında bazı tereddütler vardı. O formayı giydikten sonra hakkını verebilenlerden oldum diye düşünüyorum. O konuda taraftarlardan halen olumlu dönüşler alıyorum. Desteklerini her yerde bana karşı gösteriyorlar. Galatasaray’da bir sene kaldım ve 8 gol 5 asistle çok iyi bir sezon geçirdim. Hem Şampiyonlar Ligi hem de Türkiye Kupası’nda goller attım. 36 maça çıkıp ön libero oynayarak bu gol ve asist sayılarına ulaştım.

“SERDAR AZİZ TRANSFERİNDE TAKAS OLARAK VERİLDİĞİMİ TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİM”

Bir ön libero olarak iyi bir performans gösterdikten sonra sarı kırmızılı ekipten beklenmedik şekilde gönderilmen gündem olmuştu. “Galatasaray’dan gönderileceğimden haberim yoktu. Bir gün televizyondan öğrendim” şeklinde açıklamaların vardı. Bir kırgınlığın var mı Galatasaray’a?

Haberi öğrendiğimde 22 Haziran’dı ve doğum günümdü. Gece haberleri açtığımda Serdar Aziz transferi konusunda anlaşıldığı ve benim takas olarak Bursaspor’a verildiğim yazıyordu. Televizyondan öğrendiğim için açıkçası üzülmüştüm. Galatasaray gibi bir camiadan ayrılmayı kimse istemez. O sıralarda Galatasaray’la sözleşmem devam ediyordu. Habersiz bir şekilde Serdar Aziz transferi takasında Bursaspor’a transferim gerçekleşti. İstemeyerek de olsa Galatasaray’dan ayrılmak zorunda kaldım. Galatasaray’da, Akhisar’daki en iyi dönemimden daha iyi bir dönem geçirmiştim. O yüzden ayrılığım sürpriz olmuştu açıkçası. Hamza hocam o dönem Bursaspor’u çalıştırıyordu ve beni tekrardan istemişti. Ben de hocama karşı bir sorumluluğum olduğunu düşünerek teklifi kabul etmiştim. Sözleşmem devam ettiği için istesem gitmeyebilir ve direnebilirdim. O dönem Dursun Özbek başkanımız vardı. Belki onlar da beni takımda tutabilir ve vermeyebilirdi. Böyle bir camiada forma giydiğim için kadro dışı kalmak veya zorluk çıkarmak asla istemezdim. Hiç pazarlık dahi yapmadan İstanbul’a gidip sözleşmeyi feshetmiştim. Çünkü Galatasaray bana fazlasıyla değer kattı. Bu formayı giymekten onur duydum. Bana çok büyük katkıları oldu. Ama diğer tarafta da Hamza Hoca faktörü var tabii ki. O da benim için çok değerli bir insan. Zaten şu anda da onun yanındayım.

Okan Buruk ile anlaşan Galatasaray, önemli isimleri kadrosuna katması rağmen taraftarın beklentisini karşılayamadı. Siz de zamanınızda Podolski, Sneijder, Alex Telles, Bruma gibi yıldız isimlerle oynamıştınız. Okan hocanın yönetimi ve Galatasaray’ın performansıyla ilgili neler söylemek istersiniz?

Benim dönemimde çok kaliteli futbolcular vardı. Alex Telles ile Burak Yılmaz takımdan ayrılmıştı ve Hamit Altıntop’un sakatlığı vardı. O eksikliğe rağmen Fenerbahçe’yi eleyerek hem Türkiye Kupası’nı hem de Süper Kupa’yı kazanmıştık. Şimdi de çok kaliteli bir kadro kuruldu. Belki geçen sene bu kadro kalitesi yoktu ama yapılan transferlerle Galatasaray’ın çok iyi bir kadrosu olduğunu düşünüyorum. Okan Buruk hocamla Akhisarspor’da çalışma fırsatı bulmuştum. Gerçekten çok değerli ve iyi bir insan. Beraber Akhisarspor’da Türkiye Kupası’nı kazandık. Benim için orası da çok değerli. Beraber Türkiye Kupası’nı ve Süper Kupa’yı kazanmak ayrı bir değer kattı bize. Çok emek vermiştik orada da. Ben Okan hocanın başarılı olacağına inanıyorum. Oyun olarak şu anda istenileni vermedikleri için hocaya karşı tepkiler oluşuyor açıkçası. Okan hocanın bu yükün altından kalkacağını düşünüyorum. Çünkü Başakşehir’de bunu başardı. Galatasaray’da şampiyonluktan başka bir şey düşünemezsin. Galatasaray, kendi camiası olduğu için orada da başarmak isteyecektir.

“FENERBAHÇE TÜMER METİN’İ ALINCA TRANSFERİMDEN VAZGEÇTİ”

Aykut Kocaman ile hem Malatyaspor hem de Ankaraspor’da beraber çalıştınız. Fenerbahçe altyapısında yetişen bir isim olarak Kocaman’ın görev süresinde Fenerbahçe’den herhangi bir teklif aldınız mı? Veya böyle bir teklif beklediniz mi?

Fenerbahçe’de bir yılı altyapı, iki yıl da A Takım olmak üzere üç yıl o camianın formasını giydim. Profesyonel olarak A Takım’da bir tane maçım var ama iki yıl A takım antrenmanlarında bulundum. O dönemden sonra İzmirspor’a gittim. İzmirspor’da çok iyi bir sezon geçirdikten sonra Malatyaspor’a transfer olmuştum. O dönemde transfer teklifi olmuştu. Takımın başında Daum vardı ve Volkan Ballı sportif direktördü. O dönem beni Volkan Ballı aramıştı. “Fenerbahçe’ye seni tekrardan istiyoruz. Gelmek ister misin? Bir kırgınlığın var mı?” diye bana açıkçası sormuştu. O dönem 22 yaşındaydım ve Fenerbahçe’den ayrılalı iki sene olmuştu. Kendi yetiştirdikleri bir oyuncuyu iki sene sonra transfer şeklinde istemeleri üzücüydü aslında. Ben de, “İsterim” demiştim. O dönem transferim gerçekleşmedi. Sonra Tümer Metin’i aldıkları için benim transferimden vazgeçtiler. Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe’yi çalıştırdığı zamanlarda beni istediği bir dönem olmadı. Aykut hocanın Ankaraspor ve Malatyaspor’da bana hem futbol hem de kariyer yönünden katkıları olmuştu. Kendisini o yönden de çok severim.  Çünkü 2.Lig’den beni aldı ve tekrar Malatyaspor’dan Ankaraspor’a transfer etti. Başarılı ve takdir ettiğim hocalardan birisi.

A Milli Takım'da Stefan Kuntz’un yönetimi tartışılıyor. Kuntz, beklenmedik puan kayıplarıyla tepki aldı. EURO 2024 Elemeleri yolunda ve Stefan Kuntz’un yönetimi hakkında neler söylemek istersiniz?

Stefan Kuntz, milli takıma geldiği zaman herkes yerli hocalarımızdan birini görmek istiyordu. Transfer konusunda öyle bir hoca olmayınca tepkiler geldi. Geldiği zaman başarılı oldu ve 4’te 4 yaptık. Biraz daha o havayı dindirmişti. Son alınan mağlubiyetlere bakınca puan kaybetmemesi gerekiyordu. Gidip Almanya’yı ve Fransa’yı yeniyoruz ama gelip Faroe Adaları’na kaybediyoruz. Hamit Altıntop gibi orada çok doğru bir adım var. Çok güzel işler yapıyor ve yeni bir şeyler oluşturmaya çalışıyor. Sistem üzerine milli takımımızı oturtmaya çalışıyor. Kötü sonuçlardan sonra hocaları çok fazla tartışıp hemen gönderebiliyoruz. Açıkçası o konuda acımasız oluyoruz. Federasyon başkanımız yola Stefan Kuntz ile devam edileceğini söyledi. Dünya Kupası’nda olmamanın üzüntüsünü yaşıyoruz. Milli takımımızı orada izlemek bizim için ne kadar da gurur verici bir şey olurdu. Maalesef milli takımımız olmadan Dünya Kupası’nı takip edeceğiz. Her Dünya Kupası’nda ve şampiyonalarda olmak zorundayız. Baktığımız zaman o seviyelerde futbolculara sahibiz. Çoğu oyuncumuz yurtdışında oynuyor ve kaliteli oyuncular. Bu oyunu ve sistemi oturtmamız lazım. Sistem eksikliğinden dolayı inişli çıkışlı maçlar oynuyoruz. Kötü bir oyunla hiç alakasız bir şekilde kaybediyoruz. Sistemi oturtup bunu düzeltmek gerekiyor.

“ARDA GÜLER, 10-15 SENE AVRUPA’DA BİZİ TEMSİL EDEBİLECEK KAPASİTEDE”

Ülkemizde sol ayağını kullanma konusunda önemli isimlerden birisin. Özellikle ceza sahası dışından attığın gollerle hafızalarda yer edindin. Süper Lig’de tarzına yakın bulduğun ve sol ayağını beğendiğin bir isim var mı?

Ülkemizde sol ayağı kullanma konusunda çok değerli oyuncular var. Şu anda Arda Güler’i çok özel bir yetenek olarak gösterebilirim. Arda, bizi Avrupa’da 10-15 sene çok üst seviyelerde temsil edebilecek kapasitede bir oyuncu. Eskisi gibi bu tarzda oyuncuları çıkarmakta zorlansak da İrfan Can Kahveci de şu an iyi bir durumda.

Son olarak Boluspor forması giydikten sonra futbola veda edip antrenörlük eğitimi için kolları sıvadınız. Kayserispor ve Eyüpspor’da yardımcı antrenörlük görevlerinden sonra “UEFA B ve A-AEP Antrenör Eğitim Programı”na katıldınız. Bu programla beraber geleceğe yönelik hedeflerinizden bahseder misiniz?

Akhisarspor’a tekrardan dönüş yaptıktan sonra o sene Süper Lig’den düşmüştük. Daha sonra bir sene TFF 1.Lig’de Boluspor’da oynayıp futbolu bırakma kararı almıştım. Bu süreçte hem büyük takım forması hem de A Milli Takım formasını giymek nasip oldu. Daha iyi olabilir miydi? Evet daha iyi yerlerde erken ve uzun sürelerde forma giymek olabilirdi. Galatasaray örneği…Hamza Hamzaoğlu’yla beraber hem Akhisar’da hem Galatasaray’da çalışma fırsatı bulmuştuk. Şimdi de onun yanında antrenörlüğe başladım. Bana çok büyük değerler kattı. Kayserispor, Çaykur Rizespor ve Eyüpspor’da çalışma fırsatı bulduk. Benim için çok büyük bir deneyim oluyor. Futbolu bıraktıktan sonra hedefim iyi bir antrenör olmaktı. Şimdilerde “yeni nesil antrenör” dedikleri ve dünya futbolunu takip edebilen tarzda kendimi geliştirmeye çalışacağım. UEFA B belgesini aldım, A belgesini almak için az bir süre kaldı. O süreçlerden sonra geriye Pro Lisans belgesi kalıyor. Onu da zamanı geldiğinde alacağım. Hamza Hamzaoğlu’yla beraber aynı ekipte göreve devam ediyoruz. Kendisi hayallerimi ve hedeflerimi biliyor. Hamza hocam, benim bu yönde ileride tek başıma antrenörlük yapmamı isteyen bir kişi. Kendimi geliştirip ilerleyen zamanlarda en iyi yerlerde olmak isterim.

Kaynak: Hürriyet

Güncelleme Tarihi: 07 Kasım 2022, 14:51
YORUM EKLE